

Tarihin en eski seri katillerinden olan Elizabeth Bathory, genç ve bakire kızları öldürüp genç kalmak için kanları ile yıkanması ile biliniyor. Kurbanlarının hayatlarını hemen almak yerine onlara çeşitli işkenceler yapması da cabası. Bir şekilde işkenceden ve öldürmekten keyif alan kontes yaşadığı süre boyunca 600’den fazla kişinin ölümüne sebep olmuş, evet 600. Bu onu dünyanın en ünlü kadın seri katili yapıyor haliyle.
Elizabeth Bathory, 7 Ağustos 1560 tarihinde Macaristan Krallığı’nda doğmuş ve çocukluğunu Ecsed şatosunda geçirmiş. Elizabeth, annesi ve babasının yokluğunda amcasının ve yengesinin yanında yaşıyormuş. Amcası ve yengesi şiddete eğilimli ve işkence etmeyi seven insanlarmış ve Elizabeth Bathory bir gün, onları bir adama işkence etmek için bir atı ikiye bölüp içine onu koydukları ve atı tekrar diktikleri sırada görmüş.
Elizabeth Bathory, henüz 12 yaşındayken bir köylüden hamile kalıp evlatlık veriliyor. Ayrıca, cinsiyet ayırt etmeden kadın veya erkek herkesle birlikte olan Elizabeth’in halası eş cinsel bir cadı ve çılgın partiler düzenliyormuş. Amcası şeytana tapıyor ve erkek kardeşi ise cinsi bir sapıkmış. Ayrıca Elizabeth’in bakıcısı da kara büyüyle uğraşıyor ve ayinlerinde küçük çocukları kurban ediyormuş.
İşkenceye eğilimli olan Kontes için eşi işkence odası yaptırıyor. Kont 1600’lü yılların başında öldüğünde Elizabeth çok daha kötü bir hale geliyor. 40 yaşındaki Elizabeth, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceğini anlamaya başlayınca , saçını tarayan hizmetkarı onun canını yakınca, Elizabeth ona çok sert bir tokat atıyor ve hizmetkarın yüzünden düşen kan damlası eline geliyor. Elizabeth Bathory, eline dökülen bu kan ile kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını düşünüp uşakları ile birlikte kızın vücudundaki tüm kanı bir küvete doldurtup ve onun kanıyla banyo yapıyor. Ve gelsin cinayetler…
Elizabeth Bathory, insan kanı sayesinde genç ve sağlıklı görüneceğine inanıyordu. Eski hemşiresi Ilona Joo ve büyücü Dorotta Szentes’in yardımıyla köylü kızları işkence edip öldürmek için kaçırmaya başladı. Aynı zamanda kara büyü ile de çok ilgileniyordu. Bu dönemde 612 tane bakire kızı kaçırıp onlara bir kafesin içinde işkence etti ve kafesten akan kanları ile duş aldı. Bunlarla yetinmeyip değişik işkence yöntemleri eklemeye başlıyor. Köylülerden sıkıldığında ise gözünü soylulara dikiyor. Bundan bir süre sonra da konu soylular olunca konu araştırılıyor ve yakalanıyor.
Elizabeth soylu bir aileden geldiği ve idam edildiği takdirde ailesinin adının lekeleneceği için idam edilmedi. Elizabeth gün ışığından ve yaşam belirtisinden uzak olan bir odada tam 3 yıl hayatta kaldı. 21 Ağustos 1614 yılında 54 yaşındayken öldü. Ceseti bulanlar şaşkına dönüyor zira kontesin şeytana dönüştüğünü söylüyorlar. Sonra ise ölümünün frengiden dolayı olduğu ortaya çıkıyor.